Bazı ABD’li diplomatların, hükümetin İsrail yanlısı politikasını “ABD’nin taraflı ve dürüst olmayan bir aktör olduğu algısına katkıda bulunduğu” gerekçesiyle eleştirdikleri iddia edildi.
Politico’nun Washington yönetimini eleştiren diplomatların yazdığı ve ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan sızdırıldığı iddia edilen açıklamaya dayandırdığı haberine göre, Bakanlık içindeki anlaşmazlıklar ABD Başkanı Joe Biden yönetimini Orta Doğu politikalarında zora sokabilir.
Açıklamada, ABD’nin İsraillileri “alenen eleştirmeye istekli” olması gerektiği ve İsrail yanlısı politikanın “ABD’nin önyargılı ve dürüst olmayan bir aktör olduğu algısına katkıda bulunduğu” belirtildi.
Açıklamada, mevcut İsrail yanlısı politikanın ABD’yi yalnızlaştırdığına dikkat çekilerek, ABD’nin ateşkesi desteklemesi ve İsrail’e yönelik mesajlarını dengelemesi talep edildi.
Açıklamada, İsrail’e karşı mesajların dengelenmesinin, İsrail’in askeri taktiklerine ve ABD’nin genellikle gizli tutmayı tercih ettiği Filistinlilere yönelik muamelesine yönelik eleştirilerin de yer aldığı belirtildi.
Açıklamada, Amerika’nın özel ve kamusal açıklamaları arasındaki farkın “ABD’nin taraflı ve dürüst olmayan bir aktör olduğuna dair bölgesel kamuoyu algısına katkıda bulunduğunu ve bunun da ABD’nin dünya çapındaki çıkarlarına zarar verdiğini” ifade edildi.
Açıklamada ayrıca ABD’nin, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında sivilleri hedef alması konusundaki sessizliği de eleştirildi ve “İsrail’in saldırı operasyonlarını yasal askeri amaçlarla sınırlamayarak uluslararası normları ihlal etmesini kamuoyu önünde eleştirmeliyiz” denildi. İfadesi kullanıldı.
Açıklamada, “İsrail yerleşimci şiddetini ve yasa dışı toprak gaspını desteklediğinde ya da Filistinlilere karşı aşırı güç kullandığında, eylemlerinin Amerikan değerlerimize aykırı olduğunu kamuoyuna açıklamalıyız ki İsrail eylemleri cezasız kalacakmış gibi davranmasın” dedi. . değerlendirme yapıldı.
Sivil ölümlere dikkat çekilen bildiride, 7 Ekim’den bu yana İsrail tarafından öldürülen çoğu sivil ve çocuk binlerce Filistinliye atıfta bulunularak “şu ana kadar kaybedilen insan yaşamının kabul edilemez olduğu” vurgulandı.
